Türk Deniz Kuvvetleri tarafından envantere alınan TCG Derya, TCG İstanbul, TCG Arif Ekmekçi ve MARLİN SİDA, sahip oldukları özellikleriyle Türk donanması ve Türk savunma sanayisi için önemli bir kilometre taşı oldu. Savunma ve Denizcilik Uzmanı Kozan Selçuk Erkan, “Üretimde isterlere göre esneklik konusunda Türkiye dünyada tek. Kendi radarımızla Yunanistan’ın da olduğu pek çok donanmaya karşı fark yaratacağız” dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri, geçtiğimiz hafta 19 Ocak günü Yalova Sefine Tersanesi’nde gerçekleştirilen törenle birlikte 4 yeni platformu envanterine aldı. Törende konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tam bağımsız Türkiye vurgusu yaptı ve “Göğsümüzü kabartan bu başarılı projelerin sırrı, kurumlarımız arasında giderek gelişen yakın iş birliği ve koordinasyondur” dedi.
Envantere alınan yeni platformların yerli ve milli sistemlerle donatıldığı için Türk Deniz Kuvvetleri ve Türk savunma sanayisi açısından oldukça önem arz ettiğini ifade eden Savunma ve Denizcilik Uzmanı Kozan Selçuk Erkan, aynı anda envanterine 3’ü büyük 4 tane gemi alındığına dikkat çekerek TCG İstanbul, TCG Derya, TCG Arif Ekmekçi ve MARLİN SİDA hakkında Milliyet.com.tr’ye konuştu.
‘EN BÜYÜK AVANTAJI BİLİNMEZLİK OLACAK’
TCG İstanbul fırkateyninin Türk donanması ve Türk savunma sanayisi açısından oldukça önemli olduğunun altını çizen Savunma ve Denizcilik Uzmanı Kozan Selçuk Erkan, gemide bulunan baş topu haricindeki tüm sensör ve silah sistemlerinin yerli olduğu bilgisini paylaştı. Halihazırda inşa halinde olan ve üretilmesi planlanan diğer İstif sınıfı gemilerde baş topunun da yerli olacağını ifade eden Erkan, “TCG İstanbul çok önemli bir gemi. Çünkü sensör ve silah sistemleri açısından yerli olarak inşa edilen bir gemi. İlk defa herhangi bir lisans anlaşması kapsamında olmadan bağımsız şekilde kendimize yine kendi tasarımımız olan son teknoloji bir aktif faz dizinli (AESA) radar yaptık. Gemide bulunan elektronik destek ve elektronik harp sistemlerinin tamamı yerli” şeklinde konuştu.
“Bu çok önemli bir husustur çünkü yabancı bir sistemi bilgileri sizin bu sistemi satın aldığınız üretici ülkede de ve bu sistemi satın alan diğer ülkelerde de vardır. Yani bu sistemi üretenler ve sizin gibi bu sistemin kullanıcısı olanlar sizin neler yapabileceğinizi ve limitlerinizin ne olduğunu bilir. Ancak siz kendi ürünlerinizi kullanmaya başladığınız zaman karşı taraf sizin limitlerinizi bilemez, yeteneklerinizi ve ne kadar becerikli olduğunuzu bilemez ve bu konuda size nasıl cevap vereceği konusunda tahminler yapmaktan öteye gidemez. Asıl önemli olan da tam olarak budur. Herkesin silahı vardır ancak özgün bir silah aynı zamanda bilinmez bir silahtır ve sizin için bir avantajdır. Biz uzun yıllar boyunca Alman gemileri, Amerikan füzeleri ve Hollanda elektronikleri ile güzel bir sistem kurduk ve başarılı şekilde işlettik. Ancak Yavuz ve Barbaros sınıfı gemilerden örnek vermek gerekirse bu gemilerde kullanılan sistemlerin neredeyse tamamı yabancı menşeliydi. Bize satılan sistemler Yunanistan’a da satılıyordu. Yani bizim elimizde bulunan radarın aynısı Yunan donanmasında da bulunuyordu. Burada bir fark yaratılması gerekiyordu çünkü kendi sistemlerinizi geliştirdiğinizde size özgü olan bu sisteme cevap verilmesi diğerlerine oranla oldukça zor hale geliyor.” – Kozan Selçuk Erkan
‘DÜNYANIN EN ESNEK ÜRETİCİSİ KONUMUNDAYIZ’
Türkiye’nin artık savaş gemisi ihraç eden bir ülke olduğunu söyleyen Erkan, yerli sistemler sayesinde Türkiye’nin bu konuda paket şeklinde teklif yapabilecek bir ülke haline geldiğine dikkat çekerek, “Günümüzde bu tür satışlarda geminin sacı ve makinaları artık ana parayı oluşturan hususlar değil. Yani maliyetin çoğu silahlar ve sensörler gibi kalemlerden oluşuyor. Biz GENESİS ADVENT ile çok başarılı bir savaş yönetim sistemi kurduk. Bu sistemi büyük ve güçlü bir radarla zenginleştirdik ve bunu artık yurt dışına satmaya çalışıyoruz. Siz bir sistemi tamamen kurup satışa hazır hale getirdiğiniz zaman eliniz çok güçleniyor. Bir ülkeye böyle bir gemi teklif ettiğiniz zaman üzerinde başkasının füzeleri ve sistemlerini teklif ederseniz paranın çoğunu bu sistemlerin üreticisi olan ülkeler kazanmış olur ve siz geminin maliyeti ve işçilik masraflarını çıkarmış olursunuz. Ancak şu an paket çözüm sunabilecek bir noktaya doğru ilerliyoruz. Sevk sistemlerini de yerlileştirebilirsek tamamen yerli ve milli imkanlarla üretilen bir savaş gemisini dünyadaki herhangi bir ülkeye teklif edebilecek noktaya ulaşmış olacağız” yorumunu yaptı.
Türkiye’nin silah çeşitliliği açısından dünyanın en esnek savaş gemisi üreticilerinden birisi olduğunu vurgulayan Kozan Selçuk Erkan, “Bu konuda dünyada tek olduğumuzu söyleyebilirim. Satış yapılacak ülkenin isterlerine göre MİLGEM ve İSTİF sınıfı gemilerimizde aynı anda hem Fransız MICA sınıfı füze, hem İngiliz CAMM sınıfı füze hem de ABD üretimi füzeler yerleştirebilen başka bir ülke yok. Bu İSTİF sınıfı gemiler için de geçerli olacak. Yani örnek vermek gerekirse Ukrayna’ya satılan ADA sınıfı gemilere onların istediği füzeleri takabiliyoruz. Öte yandan aynı sınıf gemi üzerinde farklı silah sistemleri isteyen farklı bir ülkeye de istediği silahlara sahip ADA sınıfı bir gemi teslim edebilecek durumdayız. Aynı anda 3’ü büyük 4 gemi envantere alarak bu alandaki üretim yeteneklerimizi de gösterdiğimizi düşünüyorum. Günümüzde bunu yapabilen kaç tane ülke var?” dedi.
‘TCG DERYA HIZIYLA FARK YARATACAK’
TCG Anadolu’dan sonra Türk Donanması’nın en büyük gemisi ünvanına sahip olacak lojistik destek gemisi TCG Derya’nın savaş gemisi hızında gidebilen bir gemi olduğunu vurgulayarak, “Yani TCG Derya, savaş gemilerinden oluşturulmuş bir görev grubuna aynı hızda eşlik edebiliyor. Diyelim ki TCG Anadolu için bir görev grubu kurdunuz ve bu görev grubunda İSTİF, BARBAROS veya GABYA sınıfı gemiler görevlendirdiniz. Derya, bu gemilerle aynı seyir hızında gidebileceği için bu gemilerin yavaşlayıp yakıt alıp sonra tekrar hızlanmasına gerek kalmıyor. TCG Derya, onlarla aynı hızda olduğu için herhangi bir zaman kaybına sebep olmadan daha güvenli şekilde ikmal operasyonu yapmış oluyor” değerlendirmesinde bulundu.
TCG Arif Ekmekçi lojistik destek gemisinin yakın denizler için yapılmış klasik bir lojistik destek gemisi olduğunu ifade eden Kozan Selçuk Erkan, “TCG Arif Ekmekçi üretim kapasitemizin ve proje yönetimimizin geliştiğinin güzel bir örneğidir. Bu geminin ilk üretildiği tersane gemi inşa aşamasındayken finansal anlamda zor bir duruma düşünce proje farklı bir tersaneye devredildi ve TCG Arif Ekmekçi başka bir tersanede tamamlanarak envantere alındı. Böyle bir durumda geminin tesliminin uzun yıllar alması gerekiyordu ancak doğru bir proje yönetimiyle gemi hızlıca bitirildi” vurgusunu yaptı.
“Türk Deniz Kuvvetleri planlama ve proje yönetimi konusunda oldukça başarılı bir sisteme sahip. Öncelikli sivil tersanelerLE çok iyi bir iletişim var. Hangi konuda hangi tersaneyle çalışacaklarını çok iyi biliyorlar. Bunun haricinde kuvvet-tasarım ilişkisi çok iyi ve bu konuda herhangi bir sorun çıktığında da çözüm odaklı hareket ederek sorunu ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Tüm bunların sonucu olarak işler daha hızlı ve sürdürülebilir olarak ilerliyor.” -Kozan Selçuk Erkan
‘İNSANSIZ DENİZ ARAÇLARI İHTİYAÇLARA GÖRE ŞEKİLLENECEK’
MARLİN insansız deniz aracının daha önce katıldığı NATO tatbikatında kendini kanıtladığını hatırlatan Kozan Selçuk Erkan, Marlin’in envantere alınmasının TCG Derya için de çok önemli olduğunu ifade ederek, “MARLİN, ilk etapta TCG Derya üzerine konacak. Bu sayede TCG Derya’da Türk Deniz Kuvvetleri’nde kendi üzerinde insansız deniz aracı işletebilen ilk gemi olacak. MARLİN’in de envantere alınmasının sebebi çok yüksek ihtimalle bu durum” diye konuştu.
İnsansız deniz araçlarının halihazırda deneme amaçlı olarak ABD, İngiltere ve Çin donanmaları tarafından kullanıldığını dile getiren Erkan, “Bu sistemleri henüz filo seviyesinde envanterine alan bir donanma bulunmuyor. Bu alanda çalışan ülkeler kendi yetenekleri doğrultusunda insansız deniz araçlarını nasıl kullanacağına ilişkin sorunun cevabını bulmak için çalışmalarını sürdürüyor. Türk Deniz Kuvvetleri’nin de bu konudaki çalışmaları sürüyor. Örnek vermek gerekirse Amerikalılar, şu an için bu araçları destroyerlerinin yanında füze taşıyıcı araçlar olarak kullanmayı planlıyor. Bu konuda herkesin farklı bir düşüncesi var ve biz de kendi ihtiyaçlarımızı karşılayacak şekilde denemeler yapmaya devam ediyoruz. Daha önce resmi ağızlardan yapılan açıklamalardan insansız deniz araçlarının TCG Anadolu için düşünüldüğü belirtilmişti ancak genel anlamda bakarsak donanmadaki diğer platformlar için bu konuda henüz bir netlik yok” ifadelerini kullandı.
“Özellikle Orta Doğu pazarında yakın bir gelecekte insansız deniz araçlarını çok görmeye başlayacağız. Bu anlamda ihalelere çıkılmaya hazırlanılıyor. Bu konuda insansız deniz araçlarını ne kadar hızlı envantere alırsak ve ne kadar hızlı kullanırsak diğer ülkelere göre avantajlı duruma gelmiş oluruz.” – Kozan Selçuk Erkan